KURANI KERIMI ANLATAN AYETLER
KUR'AN-I KERİM'İ ANLATAN AYETLER ... |
KUR'AN, KUR'AN'I ANLATIYOR...
|
Seslendiren : Ahmet DENİZ |
DİNLEYİCİLERİN DİKKATİNE |
|
KUR'AN-I KERİM'İ ANLATAN AYETLER (Arkaplanda fon olarak Çağrı filminin müziği) |
Dosya ismi | Kalite | Boyut | İndirin |
Kur'an-ı Kerim'i anlatan ayetler (Yüksek kayıt kalitesi) | 192 kbps (Yüksek) | 48.3 mb | İndirin |
Kur'an-ı Kerim'i anlatan ayetler (Orta kayıt kalitesi) | 128 kbps (Orta) | 28 mb | İndirin |
Kur'an-ı Kerim'i anlatan ayetler (Düşük kayıt kalitesi) | 64 kbps (Düşük) | 15.8 mb | İndirin |
KUR'AN-I KERİM'İ ANLATAN AYETLER (Fon müziği yok, sadese ses) |
Dosya ismi | Kalite | Boyut | İndirin |
Kur'an-ı Kerim'i anlatan ayetler (Yüksek kayıt kalitesi) | 192 kbps (Yüksek) | 48.3 mb | İndirin |
Kur'an-ı Kerim'i anlatan ayetler (Orta kayıt kalitesi) | 128 kbps (Orta) | 28 mb | İndirin |
Kur'an-ı Kerim'i anlatan ayetler (Düşük kayıt kalitesi) | 64 kbps (Düşük) | 15.8 mb | İndirin |
Kur’an’ı Kerim'i anlatan ayetlerin metni ... | Metni Word dosyası olarak indirin |
Kur’an’ın indirilişiyle ilgili ayetler...
Bismillahirrahmanirrahim. Şüphesiz bu Kur’an sana, hüküm ve hikmet sahibi, hakkıyla bilen Allah tarafından verilmektedir. (NEML suresi 6. ayet) Bu kitabın indirilmesi, mutlak güç sahibi, hakkıyla bilen, günahı bağışlayan, tövbeyi kabul eden, azabı ağır olan, lütuf sahibi Allah tarafındandır. O’ndan başka ilâh yoktur. Dönüş ancak O’nadır. (MÜMİN Suresi 2-3. ayetler) Kendisinde hiçbir şüphe bulunmayan bu Kitab’ın indirilişi, âlemlerin Rabbi tarafındandır. (SECDE suresi 2. ayet) De ki: “O kitabı göklerin ve yerin sırrını bilen indirmiştir. Şüphesiz O, bağışlayandır, çok merhamet edendir.” (FURKÂN suresi 6. ayet) Şüphe yok ki, Kur’an’ı sana elbette biz indirdik biz. (İNSAN Suresi 23. ayet) Kitab’ın indirilmesi mutlak güç sahibi, hüküm ve hikmet sahibi Allah tarafındandır. Şüphesiz biz o Kitab’ı sana hak olarak indirdik. Öyle ise sen de dini Allah’a has kılarak O’na kulluk et. (ZÜMER suresi 1-2. ayetler) Kur'ânı biz indirdik, biz. Onun koruyucuları da, şübhesiz ki, biziz. (HİCR Suresi 9.ayet) Ramazan ayı... İnsanlar için hidayet olan, doğru yolu ve (hak ile batılı birbirinden) ayıran apaçık belgeleri (kapsayan) Kur'an onda indirilmiştir. (BAKARA suresi 185. ayet) Şüphesiz, biz onu Kadir gecesinde indirdik. (KADİR suresi 1. ayet) Apaçık olan Kitab’a andolsun ki, biz onu mübarek bir gecede indirdik. Şüphesiz biz insanları uyarmaktayız. (DUHÂN suresi 2-3. ayet) De ki: “Her kim Cebrail’e düşman ise, bilsin ki o, Allah’ın izni ile Kur’an’ı; önceki kitapları doğrulayıcı, mü’minler için de bir hidayet rehberi ve müjde verici olarak senin kalbine indirmiştir.” (BAKARA suresi 97. ayet) Uyarıcılardan olasın diye onu güvenilir Ruh (Cebrail), senin kalbine apaçık Arapça bir dil ile indirmiştir. (ŞUARA suresi 193-195. ayet) O (Kur’an), şüphesiz değerli, güçlü ve Arş’ın sahibi katında itibarlı, orada itaat edilen, güvenilir bir elçinin, (Cebrail’in) getirdiği sözdür. (TEKVÎR suresi 19-21. ayet) Onu, (vahyi) çarçabuk almak için dilini kımıldatma. Şüphesiz onu toplamak ve okumak bize aittir. O hâlde, biz onu okuduğumuz zaman, onun okunuşuna uy. Sonra şüphesiz onu açıklamak da bize aittir. (KIYAMET Suresi 16-19. ayetler) Sana Kur’an’ı okutacağız ve sen onu unutmayacaksın. Ancak Allah’ın dilediği başka. Şüphesiz O, açık olanı da bilir, gizliyi de. (A'LA Suresi 6-7. ayetler) Battığı zaman yıldıza andolsun ki, arkadaşınız (Muhammed haktan) sapmadı ve azmadı. O, nefis arzusu ile konuşmaz. (Size okuduğu) Kur'an ancak kendisine bildirilen bir vahiydir. (Kur’an’ı) ona, üstün güçlere sahip, muhteşem görünümlü (Cebrail) öğretti. O, en yüksek ufukta bulunuyorken (aslî sûretine girip) doğruldu. Sonra (ona) yaklaştı derken sarkıp daha da yakın oldu. (Mesafe) iki yay aralığı kadar, yahut daha az oldu. Böylece, Allah’ın, kuluna vahyettiğini vahyetti. (NECM suresi 1-10. ayetler) Kur’an’ın nasıl bir kitap olduğunu ve neden indirildiğini açıklayan ayetler... Bu, kendisinde şüphe olmayan kitaptır. Allah’a karşı gelmekten sakınanlar için yol göstericidir. (BAKARA suresi 2. ayet) Bu (Kur'an) insanlar için bir beyan, sakınanlar için de bir hidayet ve öğüttür. (ALİ İMRAN suresi 138. ayet) Onlar hâlâ Kur'an'ı iyice düşünmüyorlar mı? Eğer o, Allah'tan başkasının katından olsaydı, kuşkusuz içinde birçok aykırılıklar bulacaklardı. (NİSA suresi 82. ayet) Ey insanlar Rabbinizden size 'kesin bir kanıt geldi ve size apaçık bir nur, (Kur'an) indirdik. (NİSA suresi 174. ayet) De ki: “Şahitlik bakımından hangi şey daha büyüktür?” De ki: “Allah benimle sizin aranızda şahittir. İşte bu Kur’an bana, onunla sizi ve eriştiği herkesi uyarayım diye vahyolundu....... (EN'ÂM suresi 19. ayet) .... Biz Kitap’ta hiçbir şeyi eksik bırakmadık.... (EN'ÂM suresi 38. ayet) Andolsun, biz onlara bir Kitap getirdik; iman edecek bir topluluğa bir hidayet ve bir rahmet olması için bir ilim üzere onu çeşitli biçimlerde açıkladık. (A'RAF suresi 52. ayet) Ey insanlar! İşte size Rabbinizden bir öğüt, kalplere bir şifâ ve inananlar için yol gösterici bir rehber ve rahmet (olan Kur’an) geldi. (YÛNUS suresi 57. ayet) De ki: “Ey insanlar, size Rabbinizden gerçek gelmiştir. Artık kim doğru yola girerse, ancak kendisi için girer. Kim de saparsa ancak kendi aleyhine sapar. Ben sizin üzerinize vekil değilim.” (YÛNUS suresi 108. ayet) Elif Lâm Râ. Bu Kur’an, Rablerinin izniyle insanları karanlıklardan aydınlığa, mutlak güç sahibi ve övgüye lâyık, göklerdeki ve yerdeki her şey kendisine ait olan Allah’ın yoluna çıkarman için sana indirdiğimiz bir kitaptır. (İBRÂHİM suresi 1. ayet) Bu Kur’an; kendisiyle uyarılsınlar, Allah’ın tek ilâh olduğunu bilsinler ve akıl sahipleri düşünüp öğüt alsınlar diye insanlara bir bildiridir. (İBRAHİM Suresi 52. ayet) Şüphesiz, bu Kur'an, en doğru yola iletir ve salih amellerde bulunan mü'minlere, onlar için gerçekten büyük bir mükafat olduğunu müjdeler . (İSRÂ suresi 9 ayet) Andolsun biz, düşünüp öğüt alsınlar diye (gerçekleri) bu Kur’an’da değişik biçimlerde açıkladık. Fakat bu, onların ancak kaçışlarını artırıyor. (İSRÂ suresi 41. ayet) Biz Kur’an’dan, mü’minler için şifa ve rahmet olacak şeyler indirmekteyiz. Zalimlerin ise Kur’an, ancak zararını artırır. (İSRÂ suresi 82. ayet) De ki: “Andolsun, insanlar ve cinler bu Kur’an’ın bir benzerini getirmek üzere toplansalar ve birbirlerine de destek olsalar, yine onun benzerini getiremezler.” (İSRÂ suresi 88. ayet) Andolsun, biz bu Kur’an’da insanlar için her türlü misali değişik şekillerde açıkladık. Fakat insan, tartışmaya her şeyden daha çok düşkündür. (KEHF suresi 54. ayet) Biz sana bu Kur'an'ı güçlük çekmen için indirmedik, 'İçi titreyerek korku duyanlara' ancak bir öğütle-hatırlatma (olsun diye indirdik). (TÂHÂ suresi 2-3. ayetler) Âlemlere bir uyarıcı olsun diye kuluna Furkân’ı indiren Allah’ın şanı yücedir. (FURKAN Suresi 1. ayet) Kur’an, namazı dosdoğru kılan, zekâtı veren ve ahirete de kesin olarak inanan mü’minler için bir hidayet rehberi ve bir müjdedir. (NEML Suresi 2-3. ayetler) Kur’an’ı sana farz kılan Allah, şüphesiz seni dönülecek yere döndürecektir. De ki: “Rabbim hidayetle geleni ve apaçık bir sapıklık içinde olanı daha iyi bilir.” (KASAS suresi 85. ayet) Andolsun, biz bu Kur’an’da insanlara her türlü misali verdik.... (RÛM suresi 58. ayet) Biz, o Peygamber’e şiir öğretmedik. Bu, ona yaraşmaz da. O(na verdiğimiz) ancak bir öğüt ve apaçık bir Kur’an’dır. (YÂSÎN suresi 69. ayet) (Kur'an,) Diri olanları uyarıp korkutmak ve kâfirlerin üzerine sözün hak olması için (indirilmiştir). (YÂSÎN suresi 70. ayet) De ki: “Bundan (tebliğ görevinden) dolayı sizden hiçbir ücret istemiyorum. Ben kendiliğinden yükümlülük altına girenlerden değilim.” “Bu Kur’an, âlemler için ancak bir öğüttür.” “Onun haberlerinin doğruluğunu bir süre sonra mutlaka öğreneceksiniz.” (SÂD suresi 86-87-88. ayetler) Andolsun, öğüt alsınlar diye biz bu Kur’an’da insanlar için her türlü misali verdik. (ZÜMER suresi 27. ayet) Biz onu, Allah’a karşı gelmekten sakınsınlar diye hiçbir eğriliği bulunmayan Arapça bir Kur’an olarak indirdik. (ZÜMER suresi 28. ayet) Bu Kur’an, Rahmân ve Rahîm olan Allah’tan indirilmedir. Bilen bir toplum için Arapça bir Kur’an olarak âyetleri genişçe açıklanmış bir kitaptır. Müjdeleyici ve uyarıcı olarak gönderilmiştir. Fakat onların çoğu yüz çevirmiştir. Artık onlar işitmezler. (FUSSİLET suresi 2-3-4. ayetler) Onlar, kendilerine geldiğinde o zikiri/Kur'an'ı inkâr ettiler. Halbuki o, eşsiz yücelikte bir Kitap'tır. Bâtıl ona, ne önünden gelebilir ne de arkasından. O, hüküm ve hikmet sahibi, övülmeye lâyık olan Allah tarafından indirilmiştir. (FUSSİLET suresi 41-42. ayetler) Apaçık Kitab'a andolsun; Gerçekten Biz onu, belki aklınızı kullanırsınız diye Arapça bir Kur'an kıldık. Şüphesiz o, Bizim katımızda olan Ana Kitap'tadır; çok yücedir, hüküm ve hikmet doludur. (ZUHRUF suresi 2-3-4. ayetler) Şüphesiz bu Kur’an, sana ve kavmine bir öğüt ve bir şereftir, ondan hesaba çekileceksiniz. (ZUHRUF suresi 44. ayet) Biz onların ne dediklerini çok iyi biliyoruz. Sen, onlara karşı bir zorba değilsin. O hâlde sen, benim uyarımdan korkan kimselere Kur’an ile öğüt ver. (KAF suresi 45. ayet) Andolsun biz, Kur’an’ı düşünüp öğüt almak için kolaylaştırdık. Var mı düşünüp öğüt alan? (KAMER suresi 17. ayet) O, sizi karanlıklardan aydınlığa çıkarmak için kulu Muhammed’e apaçık âyetler indirendir. Şüphesiz Allah, size karşı çok esirgeyici, çok merhametlidir. (HADİD Suresi 9. ayet) Eğer biz, bu Kur’an’ı bir dağa indirseydik, elbette sen onu Allah korkusundan başını eğerek parça parça olmuş görürdün. İşte misaller! Biz onları insanlara düşünsünler diye vermekteyiz. (HAŞR suresi 21. ayet) Görebildiklerinize ve göremediklerinize yemin ederim ki, o (Kur’an), hiç şüphesiz çok şerefli bir elçinin (Allah’tan alıp tebliğ ettiği) sözüdür. O, bir şair sözü değildir. Ne az inanıyorsunuz! Bir kâhin sözü de değildir. Ne az düşünüyorsunuz! O, âlemlerin Rabbi tarafından indirilmedir. Eğer (Peygamber) bize isnat ederek bazı sözler uydurmuş olsaydı, mutlaka onu kudretimizle yakalardık. Sonra da onun şah damarını mutlaka keserdik. Hiçbiriniz de bu cezayı engelleyip ondan savamazdı. Şüphesiz Kur’an, Allah’a karşı gelmekten sakınanlara bir öğüttür. Şüphesiz biz, içinizden yalanlayanların olduğunu elbette biliyoruz. Gerçek şu ki Kur’an, kâfirler için muhakkak bir pişmanlık sebebidir. Ve şüphe yok ki Kur’an, kesin bir gerçektir. O hâlde sen, yüce Rabbini adıyla tespih et. (HÂKKA suresi 38-52. ayetler) Şüphe yok ki, Kur’an’ı sana elbette biz indirdik biz. O hâlde, Rabbinin hükmüne sabret. Onlardan hiçbir günahkâra ve hiçbir nanköre itaat etme. Sabah akşam Rabbinin adını an. Gecenin bir kısmında O’na secde et; geceleyin de O’nu uzun uzadıya tespih et. Bunlar dünyayı tercih ediyorlar ve çetin bir günü arkalarına atıyorlar. Onları biz yarattık ve eklemlerini biz bağladık. Dilediğimizde (onları yok eder) yerlerine benzerlerini getiririz. İşte bu bir öğüttür. Dileyen, Rabbine ulaştıran bir yol tutar. Allah dilemedikçe siz dileyemezsiniz. Şüphesiz Allah hakkıyla bilendir, hüküm ve hikmet sahibidir. O, dilediği kimseyi rahmetine sokar. Zalimlere ise elem dolu bir azap hazırlamıştır. (İnsan Suresi 23-31. ayet) Hayır. Şüphe yok ki, o (Kur’an) bir öğüttür. Dileyen ondan öğüt alır. O, şerefli ve sâdık yazıcı meleklerin elindeki yüksek, tertemiz ve çok değerli sahifelerdedir. (ABESE suresi 11-16. ayetler) Hayır, o (yalanlamakta oldukları kitap) şanı yüce bir Kur’an’dır. O, korunmuş bir levhada (Levh-i Mahfuz’da)dır. (BÜRÛC suresi 21-22. ayet) Şüphesiz o Kur’an, hak ile batılı ayırd eden bir sözdür. O, bir şaka değildir. (TÂRIK suresi 13-14. ayetler) Kur’an’ı okuma ve dinleme adabıyla ilgili ayetler. Kur’an okuduğun zaman, kovulmuş şeytandan Allah’a sığın. (NAHL suresi 98. ayet) Gece ibadeti etki bakımından daha kuvvetli, okumak bakımından da daha sağlamdır. (MÜZZEMMİL suresi 6. ayet) Güneşin kaymasından, gecenin kararmasına kadar namazı güzel kıl; bir de kıraatıyle seçkin olan sabah namazını; çünkü sabah Kur'an'ı gerçekten şahitlidir. (İSRÂ suresi 78. ayet) Biz Kur’an’ı, insanlara dura dura okuyasın diye âyet âyet ayırdık ve onu peyderpey indirdik. (İSRÂ suresi 106. ayet) ... Kur’an’ı ağır ağır, tane tane oku. (MÜZZEMMİL suresi 4. ayet) Kendilerine kitab verdiğimiz kimseler, onu gereği gibi okurlar. İşte bunlar ona inanırlar. Onu inkâr edenlere gelince, işte onlar ziyana uğrayanların ta kendileridir. (BAKARA suresi 121. ayet) Kur’an okunduğu zaman ona kulak verip dinleyin ve susun ki size merhamet edilsin. (A'RAF suresi 204. ayet) Sen buna karşılık onlardan bir ücret de istemiyorsun. O (Kur’an) âlemler için ancak bir öğüttür. (YÛSUF suresi 104. ayet) Kur’an’a iman... Şayet onlar da, sizin inandığınız gibi inanırlarsa, kuşkusuz doğru yolu bulmuş olurlar; yok eğer yüz çevirirlerse, onlar elbette bir (çelişki ve) aykırılık içindedirler. Onlara karşı Allah sana yeter. O, işitendir, bilendir. (BAKARA suresi 137. ayet) Elçi, kendisine Rabbinden indirilene iman etti, mü'minler de. Tümü, Allah'a, meleklerine, Kitaplarına ve elçilerine inandı. "O'nun elçileri arasında hiç birini (diğerinden) ayırdetmeyiz. İşittik ve itaat ettik. Rabbimiz bağışlamanı (dileriz). Varış ancak Sana'dır" dediler. (BAKARA suresi 285. ayet) Ey iman edenler! Allah’a, Peygamberine, Peygamberine indirdiği kitaba ve daha önce indirdiği kitaba iman edin. Kim Allah’ı, meleklerini, kitaplarını, peygamberlerini ve ahiret gününü inkâr ederse, derin bir sapıklığa düşmüş olur. (NİSA suresi 136. ayet) Bu, sana, kendisiyle (insanları) uyarman için ve mü’minlere öğüt olarak indirilmiş bir kitaptır. Artık ondan dolayı göğsünde bir sıkıntı olmasın. Rabbinizden size indirilene uyun. Onu bırakıp başka dostlara uymayın. Ne kadar da az öğüt alıyorsunuz! (A'RAF suresi 2-3. ayetler) Mü’minler ancak o kimselerdir ki; Allah anıldığı zaman kalpleri ürperir. O’nun âyetleri kendilerine okunduğu zaman (bu) onların imanlarını artırır. Onlar sadece Rablerine tevekkül ederler. (ENFÂL suresi 2. ayet) Gerçekten bu Kur’an en doğru olan yola götürür ve iyi işler yapan mü’minler için büyük bir mükâfat olduğunu ve ahirete inanmayanlar için elem dolu bir azap hazırladığımızı müjdeler. (İSRÂ suresi 9-10. ayetler) De ki: “Ona ister inanın, ister inanmayın. Şüphesiz, daha önce kendilerine ilim verilenler, Kur’an kendilerine okunduğunda derhal yüzüstü secdeye kapanırlar. (İSRÂ suresi 107. ayet) Bu, indirdiğimiz ve (hükümlerini) farz kıldığımız bir sûredir. Düşünüp öğüt almanız için onda apaçık âyetler indirdik. (NÛR suresi 1. ayet) Kitaptan sana vahyolunanı oku, namazı da dosdoğru kıl. Çünkü namaz, insanı hayâsızlıktan ve kötülükten alıkor. Allah’ı anmak (olan namaz) elbette en büyük ibadettir. Allah, yaptıklarınızı bilir. (ANKEBUT Suresi 45. ayet) Kendilerine ilim verilenler, Rabbinden sana indirilen Kur’an’ın gerçek olduğunu ve onun, mutlak güç sahibi ve övgüye lâyık Allah’ın yoluna ilettiğini görürler. (SEBE' suresi 6. ayet) Sen ancak Zikr’e (Kur’an’a) uyanı ve görmediği hâlde Rahmân’dan korkan kimseyi uyarırsın. İşte onu bir bağışlanma ve güzel bir mükâfatla müjdele. (YÂSÎN suresi 11. ayet) Hikmet dolu Kur’an’a andolsun ki, sen elbette dosdoğru bir yol üzere gönderilenlerdensin. (YÂSÎN suresi 2-4. ayetler) Şüphesiz biz o Kitab’ı sana hak olarak indirdik. Öyle ise sen, dini Allah’a has kılarak O’na kulluk et. (ZÜMER suresi 2. ayet) Allah’ın, göğsünü İslâm’a açtığı, böylece Rabbinden bir nur üzere bulunan kimse, kalbi imana kapalı kimse gibi midir? Allah’ın zikrine karşı kalpleri katı olanların vay hâline! İşte onlar açık bir sapıklık içindedirler. (ZÜMER suresi 22. ayet) Allah, sözün en güzelini; âyetleri, (güzellikte) birbirine benzeyen ve (hükümleri, öğütleri, kıssaları) tekrarlanan bir kitap olarak indirmiştir. Rablerinden korkanların ondan derileri ürperir. Sonra derileri ve kalpleri Allah’ın zikrine karşı yumuşar. İşte bu Kur’an Allah’ın hidayet rehberidir. Onunla dilediğini doğru yola iletir. Allah, kimi saptırırsa artık onun için hiçbir yol gösterici yoktur. (ZÜMER suresi 23. ayet) Biz onu, Allah’a karşı gelmekten sakınsınlar diye hiçbir eğriliği bulunmayan Arapça bir Kur’an olarak indirdik. (ZÜMER suresi 28. ayet) Dosdoğru Kur’an’ı getirenle, onu tasdik edenler var ya, işte onlar Allah’a karşı gelmekten sakınanlardır. (ZÜMER suresi 33. ayet) Farkında olmadığınız bir sırada, azap ansızın karşınıza çıkmadan önce size Rabbinizden indirilenin en güzeline uyun! (ZÜMER suresi 55. ayet) Artık siz Allah’a, peygamberine ve indirdiğimiz nûra (Kur’an’a) iman edin. Allah, yaptıklarınızdan hakkıyla haberdardır. (TEĞÂBÜN suresi 8. ayet) Allah, ahirette onlara şiddetli bir azap hazırlamıştır. O hâlde, ey iman etmiş olan akıl sahipleri, Allah’a karşı gelmekten sakının! Allah, size bir zikir (Kur’an) indirdi. (TALÂK suresi 10. ayet) Sen, sana vahyedilene sımsıkı sarıl! Hiç kuşkusuz, sen, dosdoğru bir yol üzerindesin. (ZUHRUF suresi 43. ayet) Kur’an’ı inkar... Andolsun, biz sana apaçık âyetler indirdik. Bunları ancak fasıklar inkâr eder. (BAKARA suresi 99. ayet) Allah’ın âyetlerini inkâr edenler, Peygamberleri haksız yere öldürenler, insanlardan adaleti emredenleri öldürenler var ya, onları elem dolu bir azap ile müjdele. Onlar, amelleri, dünyada da, ahirette de boşa gitmiş kimselerdir. Onların hiç yardımcıları da yoktur. (ÂLİ IMRÂN suresi 21-22. ayetler) Allah size Kitap’ta (Kur’an’da) “Allah’ın âyetlerinin inkâr edildiğini ve onlarla alay edildiğini işittiğiniz zaman, başka bir söze geçmedikleri müddetçe, onlarla oturmayın, aksi hâlde siz de onlar gibi olursunuz” diye hüküm indirmiştir. Şüphesiz Allah, münafıkların ve kâfirlerin hepsini cehennemde toplayacaktır. (NİSA suresi 140. ayet) İnkâr edip âyetlerimizi yalanlayanlar var ya; işte onlar cehennemliklerdir. (MÂİDE suresi 10. ayet) ....Andolsun ki sana Rabbinden indirilen bu Kur’an, onlardan çoğunun taşkınlık ve küfrünü artıracaktır. Öyle ise o kâfirler toplumu için üzülme. (MÂİDE suresi 68. ayet) Âyetlerimizi yalanlayanlar, karanlıklar içerisindeki birtakım sağırlar ve dilsizlerdir. Allah, kimi dilerse onu şaşırtır. Kimi de dilerse onu dosdoğru yol üzere kılar. (EN'ÂM suresi 39. ayet) Âyetlerimizi yalanlayanlar ve onlara uymayı kibirlerine yediremeyenler, işte onlar cehennemliklerdir. Onlar orada ebedî kalacaklardır. (A'RAF suresi 36. ayet) Şüphesiz ayetlerimizi yalanlayanlar ve onlara karşı büyüklenenler var ya, onlar için göğün kapıları açılmaz ve halat iğnenin deliğinden geçinceye kadar cennete girmezler. Biz suçlu-günahkarları işte böyle cezalandırırız. (A'RAF suresi 40. ayet) Ayetlerimizi yalanlayanları, hiç bilemeyecekleri bir yerden ağır ağır çöküşe götüreceğiz. (A'RAF suresi 182. ayet) Âyetlerimiz kendilerine apaçık birer delil olarak okunduğunda, (öldükten sonra) bize kavuşmayı ummayanlar, “Ya (bize) bundan başka bir Kur’an getir veya onu değiştir” dediler. De ki: “Onu kendiliğimden değiştirmem benim için olacak şey değildir. Ben ancak bana vahyolunana uyarım. Eğer Rabbime isyan edecek olursam, elbette büyük bir günün azabından korkarım.” (YÛNUS suresi 15. ayet) Onlar için dünyada (geçici) bir yararlanma vardır. Sonra dönüşleri bizedir. Sonra da, inkâr etmekte olduklarına karşılık onlara şiddetli azabı tattıracağız. (YÛNUS suresi 70. ayet) Andolsun biz, onlar düşünüp öğüt alsınlar diye (gerçekleri) bu Kur’an’da değişik biçimlerde açıkladık. Fakat bu, onların ancak kaçışlarını artırıyor. (İSRÂ suresi 41. ayet) Kur’an okuduğunda, seninle ahirete inanmayanların arasına gizli bir perde çekeriz. Kur’an’ı anlamamaları için kalpleri üzerine perdeler, kulaklarına da ağırlık koyarız. Kur’an’da (ibadete lâyık ilâh olarak) sadece Rabbini andığın zaman arkalarını dönüp giderler. (İSRÂ suresi 45- ayetler) Biz Kur’an’dan, mü’minler için şifa ve rahmet olacak şeyler indiriyoruz. Zalimlerin ise Kur’an, ancak zararını artırır. (İSRÂ suresi 82. ayet) İnkâr edenler, kendilerine kıyamet ansızın gelinceye, yahut da onlara kısır bir günün azabı gelip çatıncaya dek o Kur’an’dan kuşku içinde olacaklardır. (HAC suresi 55. ayet) Âyetlerimiz onlara karşı açık seçik okunduğu zaman o kâfirlerin yüzünde inkâr ve hoşnudsuzluk (belirtisini) anlarsın. Neredeyse kendilerine âyetlerimizi okuyanlara saldıracak gibi olurlar. De ki: Bundan daha kötüsünü size haber vereyim mi ? Allah'ın inkarcılara va'dettiği (Cehennem) ateşi... O ne kötü gidilecek yerdir! (HAC suresi 72. ayet) De ki: “Ne dersiniz? Eğer o (Kur’an) Allah katından olup da siz de onu inkâr etmişseniz, o zaman derin bir ayrılık içinde bulunan kimseden daha sapık kim olabilir?” (FUSSİLET suresi 52. ayet) İnkâr edenler dediler ki: “Bu Kur’an’ı dinlemeyin. Baskın çıkmak için o okunurken yaygara koparın.” (FUSSİLET suresi 26. ayet) Kim, Rahmân’ın Zikri’ni görmezlikten gelirse, biz onun başına bir şeytan sararız. Artık o, onun ayrılmaz dostudur. (ZUHRUF suresi 36. ayet) Şüphesiz Kur’an, kâfirler için mutlaka bir pişmanlık sebebidir. (HÂKKA suresi 50. ayet) Sadakallahulazim ...
|